Çağdaş Sözlük

Nâz ~ ناز

Lugat-i Naci - Nâz ~ ناز maddesi. Sayfa: 881 - Sira: 19

Lugatı naci sözlüğü Nâz maddesi. osmanlıcada Nâz ne demek, Nâz anlamı manası, Nâz osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Nâz hakkında bilgi. Arapça Nâz ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Nâz anlamı

ناز Nâz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

ناز Nâz يقول ما التركية . معنى ناز Nâz اللغة التركية

ناز Nâz می گویند آنچه ترکیه. معنای ناز Nâz زبان ترکی

Nâz ~ ناز güncel sözlüklerde anlamı:

NAZ ::: f. Bir şeyi beğenmeyiş, şımarıklık. * Beğendirmek maksadiyle kendini ağır satmak. * Celb-i muhabbet için edilen nezâket, letâfet ve zarafet. * Yalvarma, rica.(İşte ubudiyetin esası olan, acz ve fakr ve kusur ve naksını bilmek ve niyaz ile dergâh-ı Uluhiyete karşı secde etmeğe bedel, naz ve fahr suretinde gidenler; zerrecik kalbini arşa müsavi tutar, katre gibi makamını deniz gibi evliyanın makamatı ile iltibas eder; kendini o büyük makamata yakıştırmak ve o makamda kendini muhafaza etmek için tasannuata, tekellüfata, mânâsız hodfüruşluğa ve birçok müşkülâta düşer. L.)

"); nâz ::: (f. i.) : 1) kendini beğendirmek için takınılan yapmacık, (bkz. : cilve, işve, şîve). 2) bir şeyi beğenmiyormuş gibi gözükme. 3) şımarıklık. 4) yalvarma, rica.

nâz ::: kendini ağıra satma.

Naz :::


  1. Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış, cilve, eda.

  2. İsteksiz gibi görünerek yalvartmak amacıyla yapılan davranış.

  3. Şımarıklık.

  4. Kendini beğendirmek için yapılan davranış, cilve.

nâz ::: işve , cilve , kapris , naz , naza çekmek , nazlanmak , bir şeyi beğenmeyiş , şımarıklık , beğendirmek maksadiyle kendini ağır satmak , celb-i muhabbet için edilen nezaket , letafet ve zarafet , yalvarma , rica , kendini ağıra satma

naz ::: ‬işve

naz ::: cilve

naz ::: kapris

naz ::: naz

nâz ::: (f. i.) 1) kendini beğendirmek için takınılan yapmacık, (bkz. : cilve, işve, şîve). 2) bir şeyi beğenmiyormuş gibi gözükme. 3) şımarıklık. 4) yalvarma, rica.

naz ::: cilve, eda, işve, şive

NAZ :::

f. Bir şeyi beğenmeyiş, şımarıklık. * Beğendirmek maksadiyle kendini ağır satmak. * Celb-i muhabbet için edilen nezâket, letâfet ve zarafet. * Yalvarma, rica.(İşte ubudiyetin esası olan, acz ve fakr ve kusur ve naksını bilmek ve niyaz ile dergâh-ı Uluhiyete karşı secde etmeğe bedel, naz ve fahr suretinde gidenler; zerrecik kalbini arşa müsavi tutar, katre gibi makamını deniz gibi evliyanın makamatı ile iltibas eder; kendini o büyük makamata yakıştırmak ve o makamda kendini muhafaza etmek için tasannuata, t