Nâsih ~ ناسخ
Lugat-i Naci - Nâsih ~ ناسخ maddesi. Sayfa: 882 - Sira: 11
Lugatı naci sözlüğü Nâsih maddesi. osmanlıcada Nâsih ne demek, Nâsih anlamı manası, Nâsih osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Nâsih hakkında bilgi. Arapça Nâsih ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Nâsih anlamı
ناسخ Nâsih ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
ناسخ Nâsih يقول ما التركية . معنى ناسخ Nâsih اللغة التركية
ناسخ Nâsih می گویند آنچه ترکیه. معنای ناسخ Nâsih زبان ترکی
Nâsih ~ ناسخ güncel sözlüklerde anlamı:
NASiH ::: (Nesh. den) Battal eden, hükümsüz bırakan. * Kitabın kopyasını çıkaran.
NASiH ::: Nasihat eden, öğüt veren. * İçi temiz adam.
NASiH ::: (Nâsiha) (Nush. dan) Öğüt veren, nasihat eden.(...Hastalık ise birden gözünü açtırır. Vücuduna ve cesedine der ki: "Lâyemut değilsin, başıboş değilsin, bir vazifen var. Gururu bırak, seni yaradanı düşün. Kabre gireceğini bil, öyle hazırlan." İşte hastalık bu nokta-i nazardan hiç aldatmaz bir nâsih ve ikaz edici bir mürşiddir. Ondan şekva değil, belki bu cihette ona teşekkür etmek; eğer fazla ağır gelse sabır istemek gerektir. L.)
nasr ::: (a. i.) : 1) yardım. 2) üstünlük. (bkz. : zafer). Sûre-i nasr : Kur'ân'ın 110) sûresi.
nasr ullah ::: Allah'ın yardımı.
nasrun-min-Allahi ve fethün karîb ::: "yardım Allah'dandır, fetih de yakındır. " mânâsına gelen bir "âyet-ikerime".
nasr-üd-dîn ::: 1) dîne yardımı dokunan; 2) dilmizde "nasreddin" şeklinde kullanılan erkek adı.
nasranı ::: (a. i. c. : nasara) : Hıristiyan. [Hz. îsâ'nın oturduğu"Nasıra" köyüne mensup demektir]
nasrâniyyet ::: (a. i.) : Hıristiyanlık,
nasrî ::: (a. s.) : Allah'ınyardımı ile üstünlük ve ülke almakla ilgili.
nass ::: (a. i. c. : nusus) : 1) sarihlik kat’îlik bulunan Kuran âyetinin delil olarak gösterilen.
nâsıye-i hâl ::: yüzün gösterişi, tavır, vaziyet. Bgüt dinlemez.
nasr ::: (a. i.) : 1) yardım. 2) ustun
nâsih ::: hükmünü kaldıran.
nasîh ::: öğütçü, nasihat eden.
NaSiH ::: Daha önce bildirilen bir hükmü kaldıran, âyet-i kerîme veya hadîs-i şerîf. Kaldırılan hükme mensûh denir.
Müctehid olmak için arabî yüksek ilimleri tamâmen bilip, Kur'ân-ı kerîmi ezber bilmek, âyet-i kerîmelerin geldikleri zamanları ve gelme sebeblerini, ne hakkında geldiklerini, nâsih veya mensûh olduklarını bilmek, yüzbinlerce hadîs-i şerîfi ezberden bilmek, fıkıh ilminin usûl ve kâidelerini tanımak, Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin açık ve kapalı mânâlarını kavramak, bu mânâlar kalbinde yer etmiş olmak, kuvvetli îmân sâhibi olmak, saf ve temiz bir kalbe sâhib olmak gibi şartları vardır. (Abdülhakîm Arvâsî)
nâsih ::: nasihat eden
nasîh ::: öğütçü , nasihat eden
nasr ::: (a. i.) 1) yardım. 2) ustun
NASİH :::