Çağdaş Sözlük

Vaiz ~ واعظ

Lugat-i Naci - Vaiz ~ واعظ maddesi. Sayfa: 920 - Sira: 18

Lugatı naci sözlüğü Vaiz maddesi. osmanlıcada Vaiz ne demek, Vaiz anlamı manası, Vaiz osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Vaiz hakkında bilgi. Arapça Vaiz ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Vaiz anlamı

واعظ Vaiz ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

واعظ Vaiz يقول ما التركية . معنى واعظ Vaiz اللغة التركية

واعظ Vaiz می گویند آنچه ترکیه. معنای واعظ Vaiz زبان ترکی

Vaiz ~ واعظ güncel sözlüklerde anlamı:

VaiZ ::: Nasihat veren. Dinî mes'eleler üzerinde öğüt veren.(Ben vâizleri dinledim. Nasihatları bana tesir etmedi. Düşündüm. Kasavet-i kalbimden başka üç sebep buldum:Birincisi: Zaman-ı hâzırayı zaman-ı sâlifeye kıyas ederek yalnız tasvir-i müddeâyı parlak ve mübalâğalı gösteriyorlar. Tesir ettirmek için; isbat-ı müddea ve müteharri-i hakikatı ikna' lâzım iken ihmal ediyorlar.İkincisi: Bir şeyi tergib veya terhib etmekle ondan daha mühim şeyi tenzil edeceklerinden muvazene-i Şeriatı muhafaza etmiyorlar.Üçüncüsü: Belâgatın muktezası olan hale mutabık, yani ilcâat-ı zamana muvafık, yani teşhis-i illete münasib söz söylemezler; güya insanları eski zaman köşelerine çekiyorlar, so a konuşuyorlar.Hâsıl-ı kelâm: Büyük vâizlerimiz hem âlim-i muhakkik olmalı, tâ isbat ve iknâ etsin. Hem hakîm-i müdakkik olmalı, tâ muvazene-i Şeriatı bozmasın. Hem beliğ-i mukni' olmalı, tâ mukteza-yı hal ve ilcâat-ı zamana muvafık söz söylesi ve mizan-ı Şeriatle tartsın. Ve böyle olmaları da şarttır. İk. M.) (Bak: Hissiyat)

vaiz ::: (a. s. ve i. va'z'dan. c. : vâizân,vu'âz) : dinî öğütlerde bulunan [ibâdet yerlerin-de-]

vâiz ::: vaaz eden, öğüt veren.

Vaiz :::


  1. Cami, mescit vb. yerlerde öğüt niteliğinde dinî konuşmalar yapan kimse, öğütçü
    Örnek: Bir gün camide vaiz bir şey hikâye etmişti. A. Ş. Hisar

  2. Dinsel öğütlerde bulunan (kimse).

vâiz ::: vaaz eden , vaaz veren , dini öğütler eden

vâiz ::: ‬vaaz veren

vâiz ::: dinî öğütler eden

vaiz ::: (a. s. ve i. va'z'dan. c. : vâizân,vu'âz) dinî öğütlerde bulunan [ibâdet yerlerin-de-]

VÂİZ :::

Nasihat veren. Dinî mes'eleler üzerinde öğüt veren.(Ben vâizleri dinledim. Nasihatları bana tesir etmedi. Düşündüm. Kasavet-i kalbimden başka üç sebep buldum:Birincisi: Zaman-ı hâzırayı zaman-ı sâlifeye kıyas ederek yalnız tasvir-i müddeâyı parlak ve mübalâğalı gösteriyorlar. Tesir ettirmek için; isbat-ı müddea ve müteharri-i hakikatı ikna' lâzım iken ihmal ediyorlar.İkincisi: Bir şeyi tergib veya terhib etmekle ondan daha mühim şeyi tenzil edeceklerinden muvazene-i Şeriatı muhafaza etmiyorlar.Üçüncüsü: Be