hicv ~ هجو
Lugat-i Naci - hicv ~ هجو maddesi. Sayfa: 937 - Sira: 18
Lugatı naci sözlüğü hicv maddesi. osmanlıcada hicv ne demek, hicv anlamı manası, hicv osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte hicv hakkında bilgi. Arapça hicv ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada hicv anlamı
هجو hicv ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
هجو hicv يقول ما التركية . معنى هجو hicv اللغة التركية
هجو hicv می گویند آنچه ترکیه. معنای هجو hicv زبان ترکی
hicv ~ هجو güncel sözlüklerde anlamı:
HiCV ::: (Hiciv) Birini şiir ile zemmetmek, onu gülünç hale koymak. Bu şekilde yazılan şiir veya manzume. * Alay etmek. (Bak: Hecv)
hicv ::: (a. i.) : ed. biriyle, şiir yoliyle alay etme, şiir yoliyle birini gülünç hâle koyma, yerme, [kelimenin aslı "hecv" dir].
hicv ::: hiciv, yerme, taşlama.
HiCV ::: Hassân bin Sâbit, bir defâsında kâfirlerin yüz karasını ortaya koyan bir hicvini okuduktan sonra, Peygamber efendimiz; "Ey Hassân! Müşriklerin, kâfirlerin yüz karalarını ortaya koy! Cebrâil seninledir. Eshâbım silâhla harb ettikleri gibi sen de dil ile harb et" buyurdular. (İbn-i Hişâm)
Bir kimsenin; kötü, çirkin, fâhiş ve hicvedici sözlerle, Allah'a, Resûlüne ve Eshâbına karşı yalan sözler söylemesi haramdır. Dinleyen de söyleyen gibi günahkârdır. Kâfirleri ve bid'atleri yermek câizdir. Nitekim Hassân bin Sâbit, şiirleri ile Resûl-i ekremi över, kâfirleri yererdi. Resûl-i ekrem de bunu ona emretmişti. (İmâm-ı Gazâlî)
Başkalarını hicveden ve fuhuş, içki anlatan ve şehveti harekete getiren şiirleri tegannî ile makam ile okumak her dinde haramdır. Harama sebeb olan şeyler de haram olur. (Âlim bin Alâ)
İbâdetlerini ihlâs ile (Allahü teâlânın rızâsı için) yapanlara müjdeler olsun. Bunlar hidâyet yıldızlarıdır. Fitnelerin karanlıklarını yok ederler. (Hadîs-i şerîf-Berîka)
İnsan yaratılışta; hidâyet ve dalâlet olmak üzere iki taraflıdır. Ona hidâyet, üstünlük tarafını tanıtabilmek ve bunu kuvvetlendirmeye çalışmasını sağlamak için bir hoca, bir üstâd lâzımdır. (Muhammed Hâdimî)
2. Cenâb-ı Hakk'ın insanın kalbinden her sıkıntı ve darlığı çıkarıp, yerine rahatlık, genişlik verip, kendi emir ve yasaklarına uymada tam bir kolaylık ihsân etmesi ve kulun rızâsını kendi kazâ ve kaderine tâbi eylemesi.
Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruldu ki:
Kendilerine ilim ve hidâyet verdiğimiz kimseler, ilimlerini insanlardan saklarsa, Allah'ın ve lânet edenlerin lânetleri bunların üzerine olsun. (Nisâ sûre: 106)
hiciv ::: yergi , taşlama
hicv ::: taşlama , alay etmek , yergi
hiciv ::: yergi
hiciv ::: taşlama
hicv ::: yergi
hicv ::: taşlama
hicv ::: (a. i.) ed. biriyle, şiir yoliyle alay etme, şiir yoliyle birini gülünç hâle koyma, yerme, [kelimenin aslı
HİCV :::