Çağdaş Sözlük

taze ~ تازه

Lugat-i Naci - taze ~ تازه maddesi. Sayfa: 204 - Sira: 2

Lugatı naci sözlüğü taze maddesi. osmanlıcada taze ne demek, taze anlamı manası, taze osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte taze hakkında bilgi. Arapça taze ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada taze anlamı

تازه taze ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

تازه taze يقول ما التركية . معنى تازه taze اللغة التركية

تازه taze می گویند آنچه ترکیه. معنای تازه taze زبان ترکی

taze ~ تازه güncel sözlüklerde anlamı:

TAZE ::: f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe.

taze ::: (f. s.) : 1) taze, körpe; sulu, yaş. 2) genç.

Taze :::


  1. Bozulmamış, bayatlamamış olan
    Örnek: Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. Y. Z. Ortaç

  2. Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
    Örnek: Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. M. Ş. Esendal

  3. Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
    Örnek: Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. M. Ş. Esendal

  4. Yeni, zamanı geçmemiş
    Örnek: Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. Halikarnas Balıkçısı

  5. Genç kadın
    Örnek: Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. Ö. Seyfettin

tâze ::: körpe , taze , genç

tâze ::: ‬körpe

tâze ::: taze

tâze ::: genç

tâze ::: yeni

taze ::: (f. s.) 1) taze, körpe; sulu, yaş. 2) genç.

taze ::: dinç, yaş

TAZE :::

f. Yeni kesilmiş, bayatlamamış, taravetli, buruşmamış. * Yeni duyulan, henüz ortaya çıkan. * Kuru olmayan, yeşil. * Genç, körpe