Çağdaş Sözlük

tabi' ~ طابع

Lugat-i Naci - tabi' ~ طابع maddesi. Sayfa: 519 - Sira: 14

Lugatı naci sözlüğü tabi' maddesi. osmanlıcada tabi' ne demek, tabi' anlamı manası, tabi' osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte tabi' hakkında bilgi. Arapça tabi' ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada tabi' anlamı

طابع tabi' ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

طابع tabi' يقول ما التركية . معنى طابع tabi' اللغة التركية

طابع tabi' می گویند آنچه ترکیه. معنای طابع tabi' زبان ترکی

tabi' ~ طابع güncel sözlüklerde anlamı:

TABi' ::: Birinin arkası sıra giden, ona uyan. Boyun eğen. İtaat eden. * Gr: Kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan. * Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmüş olanları, ashabını görüp, onlardan hadis dinlemiş olan.

TABi' ::: Kitap basan, tab'eden. Kitap bastıran. Matbaacı. Editör.

tâbi' ::: (a. s. teb'den. c. : tabiîn, tâbiûn, tebea, tevabi') : 1) birinin arkası sıra giden, ona uyan. 2) boyun eğen, bağlı kalan; birinin emri altında bulunan. 3) a. gr. kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan [kelime] . tâbi cümle : gr. bağınlı cümle, yan cümle, fr. proposition subordonnee. 4) i. Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'i görmüş olanları (eshâbı) görüp kendisinden hadîs dinlemiş olan.

tâbi' ::: (a. s. tab'dan) : 1) tab'eden, kitap basan; kitap bastıran. 2) i. matbaacı; editör.

tâbi' ::: kitap basan , basan

tâbi’ ::: ‬kitap basan

tâbi' ::: (a. s. teb'den. c. : tabiîn, tâbiûn, tebea, tevabi') 1) birinin arkası sıra giden, ona uyan. 2) boyun eğen, bağlı kalan; birinin emri altında bulunan. 3) a. gr. kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan [kelime] . tâbi cümle : gr. bağınlı cümle, yan cümle, fr. proposition subordonnee. 4) i. Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'i görmüş olanları (eshâbı) görüp kendisinden hadîs dinlemiş olan.

tâbi' ::: (a. s. tab'dan) 1) tab'eden, kitap basan; kitap bastıran. 2) i. matbaacı; editör.

TABİ' :::

Birinin arkası sıra giden, ona uyan. Boyun eğen. İtaat eden. * Gr: Kendinden evvelki kelimeye göre hareke alan. * Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm'ı görmüş olanları, ashabını görüp, onlardan hadis dinlemiş olan