Çağdaş Sözlük

Mesih ~ مسيح

Lugat-i Naci - Mesih ~ مسيح maddesi. Sayfa: 776 - Sira: 13

Lugatı naci sözlüğü Mesih maddesi. osmanlıcada Mesih ne demek, Mesih anlamı manası, Mesih osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Mesih hakkında bilgi. Arapça Mesih ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Mesih anlamı

مسيح Mesih ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

مسيح Mesih يقول ما التركية . معنى مسيح Mesih اللغة التركية

مسيح Mesih می گویند آنچه ترکیه. معنای مسيح Mesih زبان ترکی

Mesih ~ مسيح güncel sözlüklerde anlamı:

MESiH ::: Bir şey üzerined eli yürütmek, bir şeyden ondaki eseri gidermek demektir. * İsa Aleyhisselâm'ın bir ismidir. Elini sürdüğü, meshettiği hastaların iyileşmesinden kinâye olarak "İsa Mesih" denmiştir.(Rivayetlerde Hazret-i İsa Aleyhisselâm'a Mesih nâmı verildiği gibi her iki deccala dahi Mesih nâmı verilmiş ve bütün rivâyetlerde Min-fitneti mesihid-deccal, min-fitneti-mesihid-deccal denilmiş. Bunun hikmeti ve te'vili nedir?Elcevab: Allahu a'lem bunun hikmeti şudur ki: Nasıl ki emr-i İlâhî ile İsa Aleyhisselâm, Şeriat-ı Museviye'de bir kısım ağır tekâlifi kaldırıp şarap gibi bazı müştehiyatı helâl etmiş. Aynen öyle de; büyük deccal şeytanın iğvası ve hükmü ile şeriat-ı İseviyenin ahkâmını kaldırıp hristiyanların hayat-ı içtimaiyelerini idare eden rabıtaları bozarak, anarşistliğe ve "Ye'cüc ve Me'cüc"e zemin hazır eder. Ve İslâm deccalı olan Süfyan dahi, Şeriat-ı Muhammediye Aleyhissalâtü Vesselâm'ın ebedî bir kısım ahkâmını nefis ve şeytanın desiseleri ile kaldırmağa çalışarak hayat-ı beşeriyenin maddi ve mânevi râbıtalarını bozarak serkeş ve sarhoş ve sersem nefisleri başıboş bırakarak hürmet ve merhamet gibi nurani zincirleri çözer; hevesât-ı müteaffine bataklığında, birbirine saldırmak için cebri bir serbestiyet ve ayn-i istibdad bir hürriyet vermek ile dehşetli bir anarşistliğe meydan açar ki, o vakit o insanlar gayet şiddetli bir istibdaddan başka zabt altına alınamaz. Ş.)

MESiH ::: Yağ sürülmüş.

MESiH ::: Mesh olunmuş. Başka bir şekle, hayvan kılığına girmiş. * Şuurunu kaybedecek hale gelen. Sarhoş ve şuursuz. * Acibe. Garibe. * Güzelliği olmayan. * Tuzsuz ve tatsız yemek.

mesîh ::: (a. s.) : üzerine yağ sürülmüş.

mesîh ::: (a. s. mesh'den.) : 1) mesholunmuş, başka bir şekle, hayvan kılığına girmiş olan [insan] . 2) acîbe, garîbe, fr. monstre.

mesîh ::: (a. h. i.) : Hz. İsâ (Aleyhisselâm). [elini sürdüğü hastaların derhal iyileşmesinden kinaye olarak]

Mesîh ::: olumlu mânâda isa aleyhisselâm için söylenen bir tabir.

Mesîh ::: "silen, bozan" mânâsında deccalın bir adı.

MESiH ::: Allahü teâlâ, âyet-i kerîmelerde meâlen buyuruyor ki:

Meryem oğlu Mesîh bir peygamberden başka bir şey değildir. Ondan evvel de peygamberler gelip geçmiştir. Anası çok sâdıka (doğru) bir kadındı... (Mâide sûresi: 75)

Meryem oğlu Mesîh, Allah'ın kendisidir diyenler, şüphesiz kâfir olmuşlardır. Hâlbuki (Bizzât) Mesîh şöyle demişti: "Ey İsrâiloğulları! Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. Zîrâ kim Allah'a ortak (eş) koşarsa, (hiç şüphesiz) Allah, ona Cennet'i haram kılar. Onun varacağı yer ateş (Cehennem) dir. Zâlimlerin hiçbir yardımcısı yoktur. (Mâide sûresi: 72)

Ve: "Biz, Allah'ın peygamberi Meryem oğlu Mesîh Îsâ'yı öldürdük" demeleri sebebiyle (dir ki, kendilerini rahmetimizden) kovduk. Hâlbuki onlar onu öldürmediler, onu asmadılar da. Fakat (öldürülen ve asılan adam) kendilerine (Îsâ) gibi gösterildi. Esâsen, Îsâ'nın katli (öldürülmesi) husûsunda ihtilâfa düştüler. (Bu konuda) kesin bir şek (şüphe) içindedirler. Onların buna (onun öldürülmesine) âit hiçbir bilgileri yoktur. Ancak kuru bir zan peşindedirler. Onu gerçekten öldürmemişlerdir. (Nisâ sûresi: 157)

Azîz ve celîl olan Allahü teâlâ, diğer peygamberlerden mîsâklarını (sözleşmelerini) aldığı gibi, benden de mîsâk aldı. Meryem oğlu Mesîh Îsâ, beni müjdeledi ve Peygamberinizin annesi, rüyâsında, iki ayağının arasından bir nûr çıktığını ve o nûr ile Şam'ın köşklerinin aydınlandığını gördü. (Hadîs-i şerîf-Râmûz-ül-Ehâdîs)

Îsâ aleyhisselâma niçin Mesîh dendiği husûsunda tefsîr âlimlerinden çeşitli rivâyetler (nakiller) gelmiş olup, bâzıları şunlardır:

a) Her türlü pisliklerden uzak, günâhlardan temizlenmiş olduğu için bu isim verilmiştir. b) Hangi hastaya dokunsa, Allahü teâlânın izni ile hasta iyi olurdu. Bunun için mesîh denilmiştir. c)Îsâ aleyhisselâmın yeryüzünde çok seyâhat etmesi sebebiyle bu isim verilmiştir. d)Mesîh, İbrânî dilinde mübârek mânâsındadır. Hazret-i Îsâ'nın şeref ve fazîletinin üstünlüğünü bildirmek için bu mânâya işâretle Mesîh denilmiştir. (Fahreddîn-i Râzî)

2. Kıyâmete yakın yeryüzünde çıkacağı bildirilen, son derece kıvırcık saçlı, gözü dışarı fırlamış kâfir bir genç olan Deccâl'e verilen isim.

Dikkat ediniz! Deccâl Mesîh'in sağ gözü şaşıdır. Onun gözü sanki salkımındaki emsâlinden dışarı çıkmış, iri bir üzüm tânesi gibidir. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Deccâle de Mesîh denir ki, onun hâşâ fazîletlerle (güzelliklerle, iyiliklerle) hiçbir ilgisi yoktur. Ona Mesîh denmesinin sebebi, gözünün birinin silik olup, tek gözlü olduğu veya kendisinden hayır silindiği, yâhut ortaya çıktığında, yeryüzünü kısa zamanda dolaşacağı içindir. (Ahmed Nâim Efendi)

Mesih :::


  1. Hz. İsa'ya verilen adlardan biri.

mesih ::: isa (a.s.) , bir şey üzerined eli yürütmek , bir şeyden ondaki eseri gidermek demektir , isa aleyhisselam'ın bir ismidir , elini sürdüğü , meshettiği hastaların iyileşmesinden kinaye olarak "isa mesih" denmiştir , yağ sürülmüş , mesh olunmuş , başka bir şekle , hayvan kılığına girmiş , şuurunu kaybedecek hale gelen , sarhoş ve şuursuz , acibe , garibe , güzelliği olmayan , tuzsuz ve tatsız yemek

mesîh ::: isa , olumlu manada isa aleyhisselam için söylenen bir tabir , "silen , bozan" manasında deccalın bir adı

mesîh ::: ‬İsa

mesîh ::: (a. s.) üzerine yağ sürülmüş.

mesîh ::: (a. s. mesh'den.) 1) mesholunmuş, başka bir şekle, hayvan kılığına girmiş olan [insan] . 2) acîbe, garîbe, fr. monstre.

mesîh ::: (a. h. i.) Hz. İsâ (Aleyhisselâm). [elini sürdüğü hastaların derhal iyileşmesinden kinaye olarak]

MESİH :::

Mesh olunmuş. Başka bir şekle, hayvan kılığına girmiş. * Şuurunu kaybedecek hale gelen. Sarhoş ve şuursuz. * Acibe. Garibe. * Güzelliği olmayan. * Tuzsuz ve tatsız yemek