Çağdaş Sözlük

Ebed ~ ابد

Lugat-i Naci - Ebed ~ ابد maddesi. Sayfa: 18 - Sira: 9

Lugatı naci sözlüğü Ebed maddesi. osmanlıcada Ebed ne demek, Ebed anlamı manası, Ebed osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Ebed hakkında bilgi. Arapça Ebed ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Ebed anlamı

ابد Ebed ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

ابد Ebed يقول ما التركية . معنى ابد Ebed اللغة التركية

ابد Ebed می گویند آنچه ترکیه. معنای ابد Ebed زبان ترکی

Ebed ~ ابد güncel sözlüklerde anlamı:

EBED ::: Ebedîlik. Zevalsizlik. Sonu olmamak. (Bak: Beka)Aklın bir hizmetkârı ve tasvircisi olan "kuvve-i hayâliye"ye denilse ki: Sana bir milyon sene ömür ile saltanat-ı dünya verilecek, fakat âhirde mutlaka hiç olacaksın. Tevehhüm aldatmamak, nefis karışmamak şartıyla "Oh" yerine "Ah" diyecek ve teessüf edecek. Demek, en büyük fâni, en küçük bir âlet ve cihazat-ı insaniyeyi doyuramıyor. İşte bu istidattandır ki, insanın ebede uzanmış emelleri ve kâinatı ihâta etmiş efkârları ve ebedî saadetlerinin envaına yayılmış arzuları gösterir ki: Bu insan ebed için halk edilmiş ve ebede gidecektir. Bu dünya ona bir misâfirhanedir ve âhiretine bir intizar salonudur. S.)(İnsanın fıtrat-ı zişuuru olan vicdanı saadet-i ebediyeye bakar, gösterir. Evet, kim, kendi uyanık vicdanını dinlerse, "Ebed!... Ebed!" sesini işitecektir. Bütün kâinat o vicdana verilse, ebede karşı olan ihtiyacının yerini dolduramaz. Demek o vicdan, o ebed için mahluktur. Demek bu vicdanî olan incizab ve cezbe, bir gaye-i hakikiyenin ve bir hakikat-ı câzibedârın yalnız cezbi ile olabilir. S.)

ebed ::: (a. i.) : sonu olmıyan gelecek zaman.

ebed ::: sonsuz gelecek zaman.

ebed ::: sonsuz gelecek zaman , sonu olmayan

ebed ::: ‬sonsuz gelecek zaman

ebed ::: (a. i.) sonu olmıyan gelecek zaman.

EBED :::

Ebedîlik. Zevalsizlik. Sonu olmamak. (Bak: Beka)Aklın bir hizmetkârı ve tasvircisi olan "kuvve-i hayâliye"ye denilse ki: Sana bir milyon sene ömür ile saltanat-ı dünya verilecek, fakat âhirde mutlaka hiç olacaksın. Tevehhüm aldatmamak, nefis karışmamak şartıyla "Oh" yerine "Ah" diyecek ve teessüf edecek. Demek, en büyük fâni, en küçük bir âlet ve cihazat-ı insaniyeyi doyuramıyor. İşte bu istidattandır ki, insanın ebede uzanmış emelleri ve kâinatı ihâta etmiş efkârları ve ebedî saadetlerinin envaına yayılmı